- 3G
- Duş
- Elektrik
- Güvenlik
- İçme Suyu
- Kamp Ateşi
- Telefon
- wc
- Ücretli Giriş
- Wifi
Sardala koyu Kocaeli Kandıra’ya bağlı karadeniz kıyılarında bulunan bir kaç cennet noktadan birisi. Öncelikle belirtmeliyiz koyda yeme içme ihtiyacınızı karşılayacağınız bir tesis bulunmamakta bu nedenle alışverişinizi yaparak bölgeye gitmelisiniz. Sardala çok eski bir tarihe dayanıyor ancak en çok da yakın zamanda orada yaşayan ipsiz recebin limanı diye anılıyor. Bu arada ipsiz recep bir deniz korsanı ve bu bölgede bolca tanınan bir karakter. Biz ipsiz recep adasına cennet havuzu diyoruz. Bu arada araba sardala koyunun en üst sırtında bulunan kayalara kadar geliyor. Ondan sonra cennet havuzuna patika yoldan yürüyerek iniliyor. Bu bölgede en güvenli çadır alanı sardala koyunun üst sırtları. Son zamanlarda bölgeye çok fazla ziyaretçi geldiği ve çevreyi kirlettiğine dair haberler alıyoruz Lütfen bölgeyi terk ederken çöplerinizi yanınıza alınız zira bu bölgeyi temizleyen başka kimse yok.
Kocaeli Sardala Koyu
Erzurum denildiğinde gezilecek yerlerin başında geliyor Tortum Şelalesi. 48 metre yüksekliği 22 metre genişliğe sahip şelalenin bu kadar popüler olmasının nedeni dünyanın en yüksek 3. şelalesi olması. (1. Afrikada Vietorio Şelalesi, 2. Amerika’da Niagara Şelalesi) Bu özelliğinden dolayı bölge çok sayıda turist çekmektedir. 1700’lü yılların başında balıklıköy batısında oluşan bir heyelan sonucu tortum çayının önü kapanmış ve böylece tortum gölü oluşmaktadır. Şelale de tortum gölünün sol tarafında bulunmaktadır. Şelalenin bulunduğu yerde ziyaretçiler için piknik ve kamp alanları mevcuttur. Şelalenin hemen altında da demir parmaklıklardan oluşan bir izleme balkonu bulunmaktadır. Herkes bilir Erzurum’un balı meşhurdur, şelale çevresinde yöresel ürünlerin satışı yapılmaktadır. Şelale çevresinde alabalık restoranlarında güzel bir alabalık ziyafeti yapabilirsiniz. Şelale yöre halkı tarafından sudökülen adıyla anılmaktadır. Şelale üzerinde bir adet hidroelektrik santrali de bulunmaktadır.
Erzurum Tortum Şelalesi
Salda gölü son zamanların en popüler bence güzel ülkemizinde görülmesi gereken en güzel yerlerinden birisi. Bu kadar güzel olmasına rağmen neden burayı daha önce görmedim ve keşfetmedik soruları gelebilir aklınıza bunun nedeni göl her ne kadar Burdur iline bağlı olsa da Burdur, Denizli ve Antalya illerinin arasında kalması ve ana yol güzergahlarının üzerinde olmamasından kaynaklanmaktadır. Biz yaklaşık 10 sene önce Antalya’da yaşarken yol kenarında küçük bir tabela ile aslında kendisinden haberdardım ama o küçük tabela bir türlü ilgilimi çekememiş ki kendisini o zamanlar yerine şimdi sosyal medyada popüler olmasıyla tanıyabildik. Kesinlikle gün doğumu ve gün batımının keyifle izleneceği, bembeyaz kumsallarında eğlenceli dakikalar geçirip, turkuaz sularında maldivlerdeymişsiniz etisi alabileceğiniz ender güzelliklerden birisi salda gölü. Kesinlikle Türkiye’nin maldivleri ünvanını hak ediyor 🙂 Göl etrafında son zamanlarda birden fazla turistik tesis kurulmuş durumda. Sit alanı bölgesi olduğundan bina ve yerleşime izin verilmeyen göl kısmen korunmakta. Ancak bozulan dünya düzenine o da ayak uydurmuş olacak ki göl son 20 yılda 5 mt kadar çekilmiş ve hızla çekilmeye devam ediyor. Eğer herhangi bir şey yapılmazsa yakın zamanda eski güzelliğine sahip olmayabilir. Salda da göle girmek kimilerine göre tehlikeli kimilerine göre herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Evet suya girdiğinizde bir balçık ve bataklık etkisi yaratabiliyor bu […]
Burdur Salda Gölü
Aslında şelaleleri diye mi başlık atsaydık 🙂 Çünkü kapuzbaşı şelalesi 3’ü yan yana olmak üzere toplam 7 şelaleden oluşuyor. Kapuzbaşı şalelesi dünyanın 2. büyük şalelesi diyebiliriz, bu da niyagara dan sonra en yüksekten düşen şelale ünvanına sahip olmasını sağlıyor. Evet tam 76 metre yüksekten düşen sular bir tül etkisi ile izleyenleri hem heyecanlandırıyor hem de mest ediyor. Şelale Kayseri’nin yahyalı belediyesi kapuzbaşı köyünde bulunuyor. Eskiden bölgeye ulaşım çok zormuş şimdi asfalt olan yolundan şelaleye ulaşmak kısmen daha kolay. Bu arada şelale yerleşim bölgesine oldukça uzakta. Şelale bölgesinde kamp yapmak ve trekking yapmak serbest, tesise ait bungalog evlerinde de konaklayabilirsiniz. Yol tarifi için aşağıda bulunan “Yol Tarifi Alın” butonuna tıklayıp açılan pencereden adım adım navigasyon seçeneğini seçebilirsiniz.
Kayseri Kapuzbaşı Şelalesi
Bugünkü Demre İlçe merkezinde ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Myros nehrinin (bugunkü Demre Çayı) batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan Andriake (Çayağzı) limanından da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlüdür. Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler, Myra’nın en azından İ.Ö. 5. yy.dan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler. Strabon’un verdiği bilgiye göre Likya Birliğinin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh adıyla anılır. İ.S. 2. yy. Myra’nın büyük bir gelişmeye sahne olduğu dönemdir. Likya Birliğinin Metropolisi olan şehirde, Likyalı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı inşa edilmiş ve onarılmıştır. Bizans Döneminde ise Myra, dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri olmuştur. Günümüze dek ulaşan ününü, Aziz Nikolaos’un (Noel Baba) İ.S. 4. yy.da şehrin piskoposu olmasına ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşıp adına kilise yapılmasına borçludur. Myra, 7. yy.dan itibaren gerek deprem, su baskını ve Demre Çayının getirdiği alüvyonlar, gerekse Arap akınları sebebiyle önemini yitirip 12. yy.da köy hüviyetine dönüşmüştür. Günümüz kalıntılarını, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her […]
Myra Antik Kenti
Giresun merkeze 32 km uzaklıkta ve 20 bin nüfuslu dereli beldesinde bulunan kuzulan tabiat parkı gezip görmek için oldukça değerli bir yerdir. Tabiat parkı içerisindeki şelale ve turkuaz renkli travertenler kesinlikle görülmeye değerler. Suyun turkuaz akmasının nedeni sodalı oluşundandır, bu arada bu su karadeniz bölgesinin tek sodalı suyu olmasıyla ünlüdür. 4 bin 820 dönüm alana sahip olan tabiat parkı, doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce 2013 yılında tabiat parkı olarak ilan edilmiştir. Milli parklar bünyesnde olması girişin de ücretli olması anlamına geliyor. Parkın en önemli özelliği; travertenlerini orman içerisinde barındırıyor olması. Bu özelliği ile ABD’deki Yellowstone Ulusal Parkı’ndan sonra dünyanın en büyüğü. Ayrıca Pamukkale Travertenleri‘nden de bu özelliği ile farklı bir konumda. Toplamda tabiat parkı içerisinde 3 adet traverten gölü bulunmaktadır.
Giresun Kuzalan Tabiat Parkı
Yazıya seyrek koyu mu seyrek plajı mı desem diye uzun uzun düşündüm. Aslında burası küçük bir koy çok da büyük sayılmayan bir plaj. Öyle uzunca bir plaj beklemeyin 300-400 mt kadar bir plaja sahip ancak bu küçük plaj insana yetiyor da artıyor. Seyrek aslında küçük bir sahil kasabası önünde şirin bir plaja sahip. Etrafında kayalarla çevrili olması çok dalgalı denizde bile durgun bir su sağlıyor. Hemen yanından akan dere denizin maviliğini yeşile çalan bir renk veriyor. Kısmen dereden gelen akıntı ile deniz bulanık olsa da hemen sağ ve sol taraflarda deniz oldukça berrak. Seyrek plajının sağ tarafında ücretli kamp alanı mevcut, kampta duş ve wc bulunuyor. Bir kaç kez kamp yaptık, birinde elektrik sağlamışlardı diğerinde yoktu sanırım dönemsel olarak değişiyor. Etrafı kayalarla çevrili demiştik bu sebepten dolayıdır bazı yerleri taşlık bir bölümü ise kum. Bu nedenle taşlık denizi sevenlere de kumdan denize girmek isteyenlere de iki farklı seçenek sunuyor. Seyrek’e nasıl giderim diyenler aşağıda bulunan yol tarifi butonuna tıklayıp adım adım navigasyon seçeneğini seçebilirsiniz. Seyrek plajı üzerinde 1 dk lık bir uçuç gerçekleştirdik. Bir dakika sizlere uzun uzuaya yazacağımız yazıdan daha fazlasını anlatacaktır.
Kocaeli Kandıra Seyrek Plajı
Tuz gölü aslında hemen hemen hepimizin coğrafya kitaplarından hatırlayacağı gölümüzdür. Türkiye haritasına şöyle bir baktığınızda van gölünden sonra karşımıza çıkan en büyük göldür. Ülkemizin tuz ihtiyacının %40 ını karşılayan bu doğal oluşum turistik açıdan da oldukça değerli bir konumdadır. Tektonik bir çukurluğun en derin bölgesinde yer alan gölün etrafı platolarla kaplıdır. Göl üstüne aracınızdan inip rahatlıkla gidebieceğiniz neredeyse bir kaç nokta var. Bunlardan en popüler olanına biz de aracımızı park ettik. Büyük bir bina içindeki koridordan tuz gölüne iniyorsunuz. Bina içinde göl tuzundan oluşan bir çok kozmetin ürününü satın alabilirsiniz. Ayrıca belirteyim bina içindeki koridorda elinize bir tutan tuz sürüyorlar, bu yağ tuz karışımı madde elinize ciddi bir yumuşaklık veriyor. Elinize sürmek isterlerse izin verebilirsiniz 🙂 Tuz gölü dendiğinde aklınıza kar beyazı bir tuz gelebilir ancak gölün üzerinde bir çok alg türü yaşadığından gölün rengi kar beyazı yerine hafif kiremit rengine çalan bir renkte. Göl tabanı kil benzeri balçık siyah bir çamurdan oluşuyor. Bu çamurun üzeri tuz kaplı, belli bir seviye kazdıktan sonra siyah kilimsi çamur ortaya çıkıyor. Kimileri bu çamurun faydalı olduğuna inanıyor, genelde ziyaretçiler çamuru ciltlerine sürüyorlar. Göl üstünde çıplak ayakla yürüyebilirsiniz hatta çamuru da cildinize gönül rahatlığıyla sürebilirsiniz. Daha sonra tuz ile kaplanan cildinizi hemen çıkış alanında […]
Tuz Gölü
Bozcaarmut göleti bilecik bozüyük yakınlarında bulunuyor. Bu bölgedeki nadir yeşil alanardan olan bu gölün etrafındaki büyük çam ağaçları hem görsel olarak doğa zevkinizi şenlendirirken bölgede yakacak odun sorunun da olması keyifli bir kamp yapmanıza olanak sağlıyor. Bölgede yaban hayat izleri görmeniz mümkün bu nedenle geceleri kamp atacak arkadaşların dikkatli olması gerekiyor. Bölge orman işletmesi tarafından işletiliyor bu nedenle giriş ücretli son olarak 5 TL alıyorlardı. Gölün arkasına doğru düzlük alanlar oldukça fazla buralarda daha rahat kamp atılabilir. Yolu asfalt bu nedenle özellikle yaz aylarında hafta sonları günübirlikçi çokça geliyor, kafa dinlemek isteyen arkadaşlara duyurulur. Yola çıkmadan tüm ihtiyaçlar bilecik pazaryeri ilçesinden tedarik edilmeli bundan sonrasında malzeme alınacak bir nokta göremedik. Göl etrafında bir kaç yerde sadece masa görebildik.
Bilecik Bozcaarmut Göleti
Dipsiz göl yalova çınarcık ilçesinin teşvikiye beldesine 10 Km uzaklıktadır. Yolu tamamen asfalttık yani her türlü araçla ulaşım sağlanabilmektedir. Erikli yaylası sınırları içerisindedir Gölden biraz yukarı çıkılırsa Erikli yaylasına varılır, kişisel tavsiyemiz erikli yaylasının da görülmesi yönündedir. Yalova istikametinden gelecek kullanıcılar, Çınarcık, Teşvikiye güzergâhını takip ederek, Armutlu, Gemlik; Bursa istikametinden gelecek olan kullanıcılar yolu asfaltlanmış olan Hayriye, Selimiye köyleri ve Delmece yaylası istikametinden kent ormanına ulaşabilirler. Kent ormanından 2,5 Km mesafede 530 metre rakımda bulunan büyük dipsiz göl ( Krater Gölü) ve bu gölden 1,5 Km mesafede 570 metre rakımda olan küçük dipsiz göl çevrelerinde bulunan zengin orman florası ve yaban hayatı yönünden yedi göller bölgesindeki güzellikleri aratmayacak niteliktedir. Yalova üzerinden önce Çınarcık’a ulaşılır.Teşvikiye yolu takip edilerek önce Erikli Yaylasının ardından Erikli şelalesini geçince Dipsiz Göle ulaşılır. En iyisi siz aşağıdaki yol tarifi al butonuna tıklayın, navigasyon sizi dipsiz göle götürsün.
Yalova dipsiz göl
Şimdi size anlatacağım sahil aslında tam da herkesin bildiği karasu sahil değil, bu karasu nun biraz daha batısında kalıyor. Yani babalı tarafına daha yakın. Karasu tarafındaki sahiller özellikle liman yapımından sonra hoşumuza gitmiyordu. Küçük bir gezi düzenledik önce limana uğradık, sonrası Eskişehir den doğan ve Karadeniz kıyısına boşalan Sakarya Nehri’nin denizle buluşmasını karasu yeni mahallede izledik, yine aynı güzergahta olan Türkiye’de sadece 3 tane olan Dünyada ise tek parçadan oluşan tek Longoz (subasar) ormanı olan Acarlar longozunu ziyaret ettik. Hava kararırken longozdan ayrıldık, yaklaşık 20 km batıya doğru gittiğimizde bu sakin sessiz sahilde kampımızı yaptık. Burası öyle iç içe şemsiye açtığınız herkesin birbirini dikizlediği kalabalık plajlar gibi değil. Sezon sonu olduğundan mıdır diye düşündük (biz 20 EYLÜL 2017 de sahildeydik) ama alakası yok sahil gayet sakin. Burası çok uzun bir sahil hatta instagram paylaşımımızda bir arkadaş Karadenizin patarası diye yorum yapmış haksız da sayılmaz. Yanımızda 3 olta getirdik elde deniz ile uyumlu uzun boyunlu kancalarımız da vardı hemen ayak üstü bir kaç olta takımı hazırlayıp oltaları denize attık. 2 adet dil balığı 2 adet kefal ve 30 tane barbun yakaladık. Barbun (tekirler) inanılmaz lezzetliydi. Yem olarak kumu 10 cm kadar kazdığınızda çıkan patlar kurdu (kum solucan) larını kullanabilirsiniz. Bu sene […]
Sakarya Karasu Başoğlu Mh. Sahili
Genelde insanlar ormanda kamp yada piknik için dağ bayır gezerler. Sırf ormanda kalabilmek adına koca dağları tırmanır yaylaları aşarlar. Oysa bazen gerek yoktur ormanda kamp yapmak için onca zahmete. Bazen şehre o kadar yakındır ki orman. İşte poyrazlar öyle bir yerdir. Özel bir işletme tarafından işletiliyor tesis. Araç girişi 12 TL alıyor. Bu yazıyı ne zaman okuyorsunuz bilmiyoruz ama 20.09.2017 tarifesi en azından bu şekilde. Tesisde wc ve içme suyu bulunuyor, ayrıca yer ateşi yakmak ve çadır veya karavan kamp yapmak serbest. Girişte konaklama yapacağınızı bildirmenizde fayda var. Konaklama yapacaksanız tarife direk 20 TL ye çıkıyor. Cennetten bir köşe gibidir poyrazlar gölü, hafta sonları günübirlikçi Sakarya’lıların işgaline uğrar. Gölde balık tutmak serbesttir. Özellikle Turna, Sazan, tatlı su levreği boldur. Göl çevresinde oldukça güzel yürüyüş yolları mevcut. Yürümek istemiyorsanız yine tesise ait bisikletleri kiralayabilirsiniz. Bu kamp ve mesire alanına gelirken yanınıza masa sandalye taşımanıza gerek yok, poyrazların en sevdiğim yanı tamam girişte ücret ödüyorsunuz ama içeride bir çok imkandan yararlanabiliyorsunuz.Piknik masaları, mangal yerleri, etrafın temizliği, wc v.s. gibi imkanlar verdiğiniz paraya değiyor. Poyarlaz nilüfer severler için de biçilmiş kaftan. Özellikle bahar aylarında nilüferler açtığında harika bir manzara oluşuyor. Göl kenarında bazı yerlerde iskeleler mevcut. Bu iskeleler de çay, kahve, tost gibi […]
Sakarya Poyrazlar Gölü
Türkiye’de sadece 3 tane bulunan longoz (subasar) ormanlarından bir tanesi de Sakarya’nın Karasu ilçesinde bulunan acarlar longozudur. Diğerleri Kırklareli İğneada, Sinop Sarıkumda bulunmaktadır. Eskiden daha fazla olduğu biliniyor ama ne yazık ki değişen ekolojik sistemle elimizde sadece bunlar kaldı umarım bunların korunmasını sağlayabiliriz. Nedir longoz, belki aranızda ilk defa duyanlar vardır bu kelimeyi ? Longoz, denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Yalnızca belirli ağaç (örneğin, dişbudak, kızılağaç, vs), bitki (örneğin, göl soğanı, su menekşesi, vs) ve kuş (örneğin, kara leylek, balıkçıl, vs) türleri bu yaşam ortamını tercih ederler. Bu ekosistemin devamlılığı için en temel koşul, bol suyun devamlı var olmasıdır. Su, getirdiği kil ve organik materyal ile bu sahaların topraklarını mineral ve organik materyal yönünden zenginleştirir. Bu sucul ormanlar yağmur ormanları gibi gürdür. Bununla birlikte, yağmur ormanları gibi sadece yağışa ve hava nemine değil, daha çok ‘taban suyu’na bağımlıdır. Bu özellikleri ile tropikal bölgelerin ‘mangrove’ ormanlarına benzer. Bin 560 hektar alana sahip Acarlar Longozu, dünyanın ‘tek parça en büyük longozu’ olma özelliğini taşıyor. Göçmen ve birçok yerli kuş türünün konaklama ve barınma yeri olan Acar Longozu’nda 235 kuş türü yaşıyor Longoz özel bir işletme tarafından […]
Sakarya Karasu Acarlar Longozu
İsmini görünce insan zayıf bir kaynaktan çıktığı için sanırım böyle bir isim verilmiş diye düşünmüyor değil. Zayıf akan bir şelaleyi kim görmek ister ki diye de düşündürüyor ama olayın aslı öyle değil. Eskiden uyuz olan hayvanlar bu sudan içtiğinde iyileşirmiş haliyle çobanlar tarafından bu isim verilmiş şelaleye. Aslına bakarsanız çok güçlü de akıyor sayılmaz ancak akışın direk olmaması etrafındaki kayalara çarparak aşağı doğru 50 metreden süzülmesi ayrı bir görsellik katıyor şelaleye. Fatih bey tarafından çekilen fotoğraf çok doğru zamanda çekildiğinden bu fotoğrafı paylaşmak istedik. Bu arada şelaleye giderken bir kaç lokasyonda aşağıdaki gibi tabelalar mevcut. Uyarı çok doğru şalale neredeyse bazı aylar hiç akmıyor. Dedik ya zayıf bir kaynaktan akıyor mart ve ağustos arasında gidilmesi önerilir. Su 36 derece çıkıyor kaynağından yani ılıca tadında bir su bu. Şelalenin olduğu alanda geniş düz bir yer bulunuyor burada çadır kamp yapılabilir. Ankara’ya bağlı olmasına rağmen yemyeşil bir bitki örtüsü hakim insanı şaşırtmıyor değil bu nedenle yakacak odun sorun olmuyor. Bölgede bir çardak ve hemen yanında bir de içme suyu bulunuyor. Eğer yağmurlu bir havada giderseniz ve çadırınız su alıyorsa burayı kullanabilirsiniz.
Nallıhan Uyuzsuyu Şelalesi
Ballı kayalar İstanbula 1 saat mesafede izmite 39 Km, gebzeye sadece 8 km uzaklıkta yani kısacası istanbul ve çevresine çok yakın bir lokasyondadır. Ballı kayalar aslında bir vadi. Genişliği 40 ile 80 metre arasında değişen ve uzunluğu 1.5 km yi bulan bu vadi de akdeniz bölgesinde rastlanan makilerin arasında trekking yapabilirsiniz. Peki Neden Ballı Kayalar Deniliyor ? Çok uzun yıllar önce arılar bu bölgedeki mağaraları kovan olarak kullanmışlar. Oluşan bu karakovanlar sayesinde bölge halkı buraya “bal mağaraları, ballı mağaralar, bal kayalıkları” gibi isimler koymuşlar. Bal kayalıkları zamanla ballı kayalar ismini almış. Burası bir tabiat parkı, girişte küçük bir ücret alınıyor yine girişte küçük bir kır restoranı mevcut. Vadiden akan tavşandere yer yer oyuklar oluşturmuş, bu oyuklar da suyun coşkulu olduğu zamanlarda yüzmek oldukça keyifli. Kanyondaki sağlı sollu kayalar amatör dağcılık faaliyeti yürüten gruplar tarafından bolca ziyaret ediliyor. Bölgede tırmanan arkadaşları görmeniz mümkün. Ayrıca bölge trekking için de oldukça elverişli. İstanbul’a bu kadar yakın olan bir mekanda cennetten bir köşe gibi ballı kayalar.
Gebze Ballı Kayalar
Karadeniz kıyısındaki bu mekan sanki karadeniz kıyıs değilmişcesine sakin bir denize sahip. Bunun en büyük nedeni sahilde deniz içinde yerden yükselen kayalardan sanırım. Bu kayalar hırçın dalgaları döverek kıyıya ulaşmasını engelliyor. Böylece sizlere sakin ince kumlu ege ve akdenizi aratmayan bir deniz imkanı sunuyor. Tabiat parkı milli parklara bağlı bu nedenle tabiki işletme ücretli. Ücretli olmasının getirdiği bir çok avantaj var kamp alanında wc, duş, sahil alanında cafe, temiz piknik alanları, cankurtaran gibi. Tesis karavan ve çadır kamp için elverişli. Sahilin hemen bitimindeki yeşil bitki örtüsünde kuş sesleri eşliğinde bir kamp yapmanız mümkün. Tesis de mangal yapmak serbest, zaten sırf bunlar için piknik alanları oluşturulmuş. İstanbul’a yakın olsun temiz bir deniz olsun güvenli bir kamp yapayım diyorsanız elmasburnu tabiat parkı tam size göre. Uçuç böceği olarak henüz bu mekan da uçmadık ama uçan başka uçuç böcekleri olmuş bizde onların videosunu paylaşıyoruz, iyi seyirler.
Riva Elmasburnu Tabiat Parkı
Her ne kadar istanbul çatalca gibi gözükse de aslında yola çıktığınızda anlıyorsunuz alakası olmadığını. Çatalca’dan sonra yol bitmek bilmiyor gibi geliyor. Tesise vardığınızda neyse ki yolun kahrını çekmenize değiyor, temiz sayılabilecek bir tesis ve bu nedenle de sanırım paralı. Evet giriş ücretli özel işletme tarafından işletiliyor ama milli parklara bağlı haliyle her milli parktaki tarife burada da geçerli (bkz. milli park tarifeleri google) İstanbula yakınlığı bu kadar yakın olmasına rağmen temiz ve bakir kalması bu mekanı tercih etmeniz için en büyük neden. Aile ile gidilebilecek rahatlıkla çadır kamp yapılabilecek bir mekan. O kadar doğal ki ormanda ceylan, geyik ve sincap görebilirsiniz. Şanslıysanız tilkiler yanınıza kadar yaklaşabilir. Tesis de bir adet çeşme bulunuyor rahat rahat kana kana içebilirsiniz. Tesis de market de var ancak biraz pahalı bu nedenle en yakın yerleşim bölgesi (20 km uzakta) buradan erzağınızı alıp da gelmelisiniz. Tesis de wc, duş mevcut. Denizi sakin kumu ince ve kuru olan bu alanda denize girmek çok keyifli bu arada çıkıntının olduğu yerde 600 metre derinlikte bir mağara var incelenesi bir şey ama dikkat tek başınıza içine falan girmeye kalkmayın ! Hemen yanından bir dere akıyor ve dere ile denizin birleştiği noktalar harika gözüküyor. Çilingoz deresi ayrı bir hava katıyor buraya. […]
Çilingoz Tabiat Parkı
Eski adı kastro koyu yeni adı çamlıköy olan mekan Tekirdağ ilinin Saray ilçesi sınırları içerisinde yer alıyor. Kimi kaynağa göre kastro koyu kimine göre ise yeni adıyla çamlıköy tabiat parkı diye geçiyor. Yer özel işletmeciler tarafından işletiliyor ve bazı kaynaklara göre işletmecilerinden çok şikayetçiler, bu arada yer için çokça yapılan şikayet özellikle yazın giderseniz sineklerden ve fazla kalabalıktan. Bahçeköy deresi kastro koyundan karadenize dökülüyor, bu yerde hem deniz hem göl hem de dere görebilirsiniz. Tekirdağ’da kamp yapılabilecek en iyi yerlerden birisi burası ancak özellikle belirtelim giderken market alışverişinizi saray ilçesinden yapıp gitmelisiniz. Mekanda içme suyu, wc, duşlar mevcut. Çadır kurabiliyorsunuz tabiki ancak ücrete tabi, zaten mekana girişte ücretli en son arabaya 12 motosiklete 4 TL alıyorlardı. Sahili çevresindeki ormanları ve orta seviyede sayılabilecek işletmesiyle Tekirdağ bölgesinde aile ortamında kamp yapmak isteyenlerin tercih edebileceği bir mekan Kastro koyu.
Kastro Koyu Çamlıköy Tabiat Parkı
Adına bakıldığında her ne kadar ürkütücü gelse de cehennem şelalelerinin başına gidilip suyun akışı izlendiğinde inanılmaz dinginlik ve huzur veriyor insana. Asıl adı kerevizdere olan dere kanyonlar arasından akan sulardan dolayı almış cehennem adını. Kerevizdere kıyıköyün kuzeyinden karadenize dökülen kendi halinde bir dere. Şelale 7 metre yükseklikten akmakta ilk şelaleden 500 metre yukarıda ikinci şelaleyi görmek mümkün. Köyün 20 km yakınında bir köy bulunuyor bakkallarından erzağınızı alabilirsiniz. Ama tavsiyemiz yanınızda yiyecek ve içeceğinizi götürmeniz zira köy bakkalında her istediğinizi bulamayabilirsiniz. Bu arada köy halkı oldukça cana yakın. Çadıra elverişli bir ortamı var şelalenin, kafanıza göre beğendiğiniz bir yerde çadır kamp yapabilirsiniz. O şelalenin huzur veren sesine karşı uyumak muhteşem bir duygu. Ayrıca şelalenin aktığı yerde oluşan doğal havuz yüzmek için oldukça elverişli. İstanbul’a 2.5 saatlikteki bu mekan hafta sonları gidip kafa dinlemek için birebir. Yollar biraz karışık bazen kaybolabiliyor insan aşağıdaki yol tarifi alın butonu ile navigasyon sizlere en doğru seçimi yapacaktır.
Vize Cehennem Şelaleleri
Panayır İskelesi : Vizeye 47 Km. (Kırklareli) Mesafede Kışlacık Köyü Sınırları Dahilinde Yer Alan Panayır İskelesi Plajları 200 Metre Uzunluğunda Ve 20 Metre Genişliğinde Yer Kaplamaktadır. Berrak bir denize ve ince kumlu bir sahile sahiptir. Yer yer kayalık bir yapısı vardır. Malum karadeniz iklimi haliyle plajın her yanında orman kaplı bu nedenle gölge sorunu olmaksızın kamp atabileceğiniz bir mekan. Etraf orman olduğundan ateş sorunu bulunmuyor, mekanda küçük bir dere var ama içme suyu yok bu nedenle orman içinden mekana giden yollarda su bulduğunuzda tavsiyemiz yanınıza almanızdır.
Kıyıköy Vize Kırklareli Panayır İskelesi